Özgür Hüseyin Akış

Sefalet Kronikleşiyor, Çocuk İşçiliği Artıyor

Türkiye’de ekonomik kriz mola verip tekrarlamıyor; tersine derinleşerek, süreklileşerek yoluna devam ediyor. İşçi sınıfının alım gücü gitgide azalırken geniş tanımlı işsizlikteki artış da sürüyor. DİSK’in açıkladığı son işsizlik raporunda 12 milyon 30 bin işsiz olduğu belirtiliyor. Sefaletin kronikleşmesi, iktidarın tercihleriyle doğrudan bağlantılı. “Büyüme”, “istihdam” ve “yatırım” söylemleriyle yürütülen politikaların ardında, ucuz iş gücünü daimileştirme stratejisi var. İşte bu nedenle çocuk işçiliği artıyor; çünkü sistem krizleri fırsata çevirirken ucuz işgücünü kendi lehine kullanmaya devam ediyor.

Bugün sanayide, tarımda, marketlerde, tekstil atölyelerinde binlerce çocuk çalıştırılıyor. Bunun adı kimi zaman “çıraklık”, kimi zaman “staj”, kimi zaman ise “mesleki eğitim” oluyor. MESEM projeleri, tam da bu noktada çocuk emeğini yasal kılıflarla pazarlayan bir mekanizmaya dönüşmüş durumda. 14 yaşındaki bir çocuğun okul yerine patronun hizmetine koşulması “eğitim” diye sunuluyor. Bu, iktidarın kendi eliyle kurumsallaştırdığı sömürü düzeninden başka bir şey değil.

Kapitalizmin kriz üretmesi tarihsel olarak kendi açısından olmazsa olmaz bir kural. Krizlerin olduğu dönemler çocuk işçiliğindeki artışı da beraberinde getiriyor. Aileler çocuklarını çalıştırmaya mecbur kalıyor. Mülteci çocuklar ise tamamen görünmez hale getiriliyor; onlar için en ağır işlerde çalışmak dışında bir seçenek yok.

Çocuk işçiliği, sadece bireysel bir dram değil, aynı zamanda sınıfsal bir tablo. Zenginlerin çocukları özel okullarda, güvenli sitelerde büyürken; yoksul emekçi çocukları atölyelerde, tarlalarda hayatını tüketiyor. Bu, tesadüf değil; sermaye düzeninin çıplak gerçeği.

İktidar, her fırsatta “milli ve manevi değerlerden” bahsediyor. Oysa aynı iktidar, çocuk emeğinin sömürülmesine göz yumuyor, hatta bunu teşvik eden yasalar çıkarıyor. Çocuk işçiliğinin artması, bu rejimin sınıfsal karakterini gösteriyor: Sermayeyi koruyan, yoksulu daha da yoksullaştıran, geleceği ipotek altına alan bir düzen.

Çocuk işçiliği artıyorsa, yoksulluğun derinleşmesine neden olan iktidarın politikalarının sonucudur. Ve unutmayalım: Bu düzen değişmedikçe sefalet de kronikleşecek, çocuk emeği de bitmeyecek.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.