Uzun süredir işçi sınıfı gündeme bu büyüklükte ses getirecek bir eylemlilikte gelmemişti.
Ankara Çayırhan’da bulunan maden ocağında 20 Kasım’da 500 işçi sabah vardiyasında kendilerini madene kapatarak greve başladılar. Türkiye’de özelleştirmelerin büyük bir kısmı AKP döneminde yapılmış olsa da geçmişi 24 Ocak 1980 kararları olarak bilinen özel teşebbüsün önünü açacak her türlü adımın devlet tarafından atılacağı garantisi o dönem de verilmişti. O dönemden 2002 yılına kadar 8 milyar dolarlık bir özelleştirme yapılırken ondan sonraki 20 yılda 63 milyar dolarlık bir satış gerçekleştirildi..
Enerjide ve sanayide önemli yer tutan kurumların özelleştirilmesi zamanında işçilerin önemli karşı çıkışları ve direnişleri oldu. Seydişehir, Tüpraş, Türk Telekom ve Tekel bunlardan bazıları. İçlerinden en çok ses getiren eylemlilikler Tekel işçilerinin 2009 yılında başlayıp Ankara’da 78 gün süren mücadeleleri oldu. Bu kurumlarda çalışan işçilerin sendikalarından bağımsız olarak çalıştıkları kurumların üretime devlet tarafından devam etmesinin kendi gelecekleri içinde, ülkenin geleceği içinde önemli olduğunun farkında olduklarını söyleyebiliriz.
Verilen bu mücadeleler sonucun da işçilerin kimi özlük hakları korunsa da özelleştirmelere engel olunamadı. İşçilerin özelleştirmelere karşı mücadelesiyle sendikaların aynı şekilde bir direnç gösterememesi sorunun başka bir boyutu ayrı tartışılması gereken bir konu.
Özelleştirmelerin o kurumun bulunduğu bölgedeki bütün yaşam alanını da olumsuz şekilde etkilediği geçmiş dönemlerde görüldü. Çayırhan maden ocağında ve termik santralinde çalışan işçiler içinde aslında durum aynı. Çayırhan’da bulunan lojmanların boşaltılması şimdiden işçilere söylenmiş. İşçiler ihaleye çıkartılan bu işletmelerin satışına karşı çıkıyorlar. Yıllardır çalıştıkları işyerlerini, çocuklarıyla, eşleriyle beraber mücadele alanına dönüştürmüşken sonuna kadar mücadele edeceklerine yönelik bir iradeyi ortaya koymalarının bir önemi de şu; İşçi sınıfının uzun süredir siyasette belirlenen olan taraf olmasına karşı attıkları adım madenden çıkarttıkları kaynaktan daha kıymetli.
İşçiler şu an uygulanan ekonomi politikalarının birincil derecede muhatabıdır. Özelleştirmelerde yıllardır uygulanan bir programın sonucudur…
Devleştirmeyi savunmak ve talep etmek özelleştirmelere karşı mücadelede önemli bir yer tutuyor. Çayırhan maden işçilerinden birisinin aktardıklarıyla yazıyı bitireyim.” Biz sadece kendimiz için mücadele etmiyoruz bunu anlamıyorlar. Bu kurumlar hepimizin bizim vergilerimizle yapıldı.”
