Nasıl başlarsa fırtına
Öyle diner birdenbire
Bir ışık parlar yeniden
Karanlıklar arasından
Umudu kesme yurdundan
“Umudu Kesme Yurdundan” şiiri/şarkısı Zülfü Livaneli’ye aittir. Gençliğimde çokça dinlerdim ve hala arada bir umutsuzluğa düşersem dinlerim.
Umut denilen şey çok gariptir. Mesela karanlığa saplandığınız bir anda bir şarkının sözleri ağzınıza dolanıverir. Bir martı veya karasal iklimde yaşayanlar için bir güvercin pencere camınızın önüne konuverir ve düşünürsünüz. Sizi karanlığa saplayan şey nedir ve neden sürüklenmişsinizdir bu yere.
Sonra utanırsınız o şarkının sözlerini dinledikçe, o martının beyazlığı o güvercinin tüylerindeki renk utandırır sizi. Hayat akmaya devam ediyordur.
Umutsuz olmamalı insan, e nasıl olacak bu, sen nerede yaşıyorsun birader diyenleriniz mutlaka vardır. Uzayda yaşamadığımı biliyorum ama beni umutsuz bırakmayan şey dayanışmanın içinde olmamdır. Nasıl mı?
İnsan tek başına yaşayabilen bir canlı değildir. Başka bir insana mutlaka ihtiyacı vardır. İlkel insan koca bizonu tek başına deviremediği gibi bir ağacın meyvesini birinin desteğiyle rahatça toplayabilmiştir ya da dışarıdan gelen saldırılara karşı birlikte hareket etmeyi bilmiştir.
İnsanın koruma ve korunma refleksi bizi insan yapan şeydir aslında. Maslow’un piramidinde fizyolojik ihtiyacımızdan sonra gelir ve birliktelik gerektirir. Aynı amacı barındıran insanların birbirilerini koruması ve kollaması ileri nesiller için önemlidir.
Günümüze baktığımızda artık belki bir yırtıcı hayvan saldırısına uğramıyoruz ama kentleşen bir dünyada ve kapitalist bir düzende saldırganlık hala kendi içimizden de olsa devam etmekte.
İnsanlar arasında bu ayrım bir makine gibi işlemektedir. Çarkı çalıştıranlarla o çarkta dişli olanlar…
Bu saldırgan yaklaşım bu iki aktörün biri için umut olurken diğeri için umutsuzlukla sonuçlanmaktadır.
Şah damarı vurulsa da
Dört bir yandan sarılsa da
Işık yener karanlığı
Bak çocukların gözlerinde
Umudu kesme yurdundan
Çarkta dişli olan milyonların umutsuzluğu her geçen gün artarken, çarkı çalıştıranlar için bu söylenemez. Birlikte karar alıp birlikte sıkıştırıyorlar çarkı. Bazı anlar geliyor ki dişlilerde bir umut buluyor. Mesela bir hak arama esnasında birlik olduklarında, ya da mahallelerinde veya iş yerlerinde, yaşadıkları ülkede toplu hareket ettiklerinde.
İşte öyle zamanlardan geçiyoruz. İnsanın tam karamsar olduğu umutsuzluğa düşmeye başladığı anda birileri ortaya çıkıyor ve hayır bu düzen böyle gitmez demeye başlıyor.
Umut bizde, umut dertlerimizi, tasalarımızı, kaygılarımızı ortaya atabilmemizde, birlikte hareketi zorlayabilmemizde. Umut gençlerimizde umut hepimizde.
Kara kışın buzu bile
Sürmedi sonsuza kadar
Bahara döndü sonunda
Filiz sürdü kar altında
Umudu Kesme Yurdundan
Vazgeçermi ana Oğuldan…
Ne Vatanından Ne Yurdundan….
Umutla okuduğumuz bir yazı oldu, mücadele etmek umudu her zaman diri tutacaktır. Emeğinize sağlık teşekkürler.
Kaleminize sağlık Görkem Bey
Emeğine sağlık, harika bir yazı
Birlikte hareket etmenin önemini yazınızda oldukça güzel ifade etmişsiniz tebrikler
Mükemmel,umut dolu bir yazı. Emeğinize sağlık