Hamza Aksüt
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Köşe Yazıları
  4. ALEVİ SÖZCÜĞÜNÜN ANLAMI VE TARİHİYLE İLGİLİ ORTAYA ATILAN İDDİALARIN KRİTİĞİ

ALEVİ SÖZCÜĞÜNÜN ANLAMI VE TARİHİYLE İLGİLİ ORTAYA ATILAN İDDİALARIN KRİTİĞİ

featured

Bir önceki yazıda Arapça olan Alevi sözcüğünün orta dokuzuncu ve onuncu yüzyıllarda yazılan kitaplarda Alici anlamında yer aldığını kaynak notlarıyla birlikte açıklamıştım.

Bu yazıda ise Türkiye’de son yıllarda ortaya atılan iddiaları ele alacağım. Durum bu kadar açık iken son yıllarda Türkiye’de Alevilik alanında kalem oynatma çabasında olan bazı yazarların Alevi sözcüğü ile Ali’nin ilgisinin olmadığına dair iddiaları son derece komiktir.

Batılı bir araştırmacı olan ve Alevilik konusunda kitap ve makaleler kaleme alan Irene Melikoff, Alevi sözcüğünün tarihi anlamının ‘Ali’nin soyundan gelen’ olduğunu iddia ediyor ki, bu yaklaşım çok acemicedir.

Melikoff şöyle diyor:

“Tarihi açıdan Alevi, soyu Ali’den gelen demektir ve bu söz İran’da kullanıldığı zaman da bu anlaşılır; örf ve cemaat dışı (non-conformiste ve heteredoxe) bir İslam mezhebini adlandırmak üzere, Türkiye’de ortaya çıkışı ise ancak XIX yüzyıla doğrudur.

” Bu yaklaşıma göre Musevi, Musa’nın soyundan gelen; İsevi, İsa’nın soyundan gelen; Mevlevi, Mevlana’nın soyundan gelen demek oluyor ki, bunun kabul edilebilir bir tarafı yoktur.

Bir önceki yazımda yer alan Ukayli’nin 934 yılında yazdığı kitapta Ebu Miclez adındaki bir adam hakkında yapılan nitelemeyi tekrar etmek zorundayım:

“Öyle hadisleri vardır ki onu Alevi zannedersin, öyle hadisleri de vardır ki Osmani olduğunu düşünürsün.

“Bu durumda Ebu Miclez bazen Ali’nin, bazen da Osman’ın soyundan mı oluyor?..

Babailer İsyanı adıyla kitap yazan A. Yaşar Ocak da aynı iddiayı dile getirmektedir. Yazar daha da ileri giderek Safevilerden önce Alevilerin Ali, On İki İmam, Kerbela gibi kültlerden haberdar olmadığını iddia etmektedir ki bu konuyu bir başka yazıda ele alacağım. Alevi sözcüğünün Ali ile ilgisinin olmadığını iddia eden yazarlardan Erdoğan Çınar, Alevi sözcüğünün Luvi sözcüğünden türediğini yazıyor. Anadolu’nun en eski halkı olarak nitelediği Luvilerin Alevi olduğunu iddia ettikten sonra, bu sözcüğün başına A sesinin geldiğini, böylece Alevi sözcüğünün oluştuğunu kaydediyor. Alevi ibadetlerine katılanlar, bu iddianın çürüklüğünü kolaylıkla anlamıştır, fakat katılmayanların bir bölümü bu iddiayı inandırıcı bulabilmiştir. Oysa Luviler, yüzlerce tanrıya inanan pagan, ilkel bir topluluktur. Zaten yazarın öteki kitapları tercüme sahtekarlığı içermektedir ve aşırı manipülatiftir. Yazar hakkında ‘Alevi Tarih Yazımında Skandal-Erdoğan Çınar Örneği’ adında bir kitap yazdığım için bunları açıkça ifade edebiliyorum.

*1* Alevi sözcüğünün Ali ile ilgisinin olmadığını iddia eden yazarlardan bazıları şunlardır:a-Erdoğan Çınar: Bu yazar, Alevi sözcüğünün Luvi sözcüğünden geldiğini iddia ediyor. Anadolu’nun en eski halkı olarak nitelediği Luvilerin Alevi olduğunu iddia ettikten sonra, bu sözcüğün başına A sesinin geldiğini, böylece Alevi sözcüğünün oluştuğunu kaydediyor. Alevi ibadetlerine katılanlar, bu iddianın çürüklüğünü kolaylıkla anlamıştır, fakat, katılmayanların bir bölümü bu iddiayı inandırıcı bulabilmiştir.

*2* İrene Melikoff, Uyur İdik Uyardılar, s.53
*3* A. Yaşar Ocak, Babailer İsyanı, s.172, Dergah Yayınları, İstanbul, 1995
*4* Hamza Aksüt-Ünsal Öztürk, Alevi Tarih Yazımında Skandal-Erdoğan Çınar Örneği, Yurt Kitap-Yayın, Ankara, 2010

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Ellerinize emeğinize sağlık Görkem bey. Yazılarınızın devamını bekliyoruz.