Taha Kılınç Doğu Türkistan’daki baskıları anlattı

Gazeteci Taha Kılınç, Doğu Türkistan'daki baskı ortamını açıkladı; camilerin müzeye dönüştüğünü ve ibadet özgürlüğünün kısıtlandığını belirtti. Resmi davetle giden Türk gazetecilerin değerlendirmelerini yalanlayarak, gerçekleri gizleyici kontrollü turların düzenlendiğini savundu. Kılınç, Uygur Türklerine yönelik baskıları belgelerle duyurdu.

featured

Gazeteci-yazar Taha Kılınç, Serbestiyet TV’de yayınlanan bir programda Doğu Türkistan’daki (Sincan Uygur Özerk Bölgesi) Çin uygulamaları hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Kılınç, resmi davetle bölgeye giden Türk gazetecilerin “camiler açık” yönündeki değerlendirmelerini yalanlayarak, kendi gizli ziyareti sırasında tanık olduğu baskı ortamını anlattı.

“Çin gezisindeki gazetecilerin açık dediği camiler müzeye çevrilmiş. Caminin kapısı açık ama içinde namaz kılınacak yer yok. Namaz kılmaya çalıştım, Çinli görevliler izin vermedi. Bazı camiler ise bara, içkili restorana çevrilmiş,” diyen Kılınç, Çin yönetiminin ibadet özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları sistematik biçimde uyguladığını savundu.

RESMİ GEZİLERLE “REHBERLİ PROPAGANDA” ELEŞTİRİSİ

Kılınç’ın sözleri, geçtiğimiz eylül ayında Çin hükümetinin davetiyle Doğu Türkistan’ı ziyaret eden Türk gazetecilerin açıklamalarını yeniden gündeme taşıdı. Söz konusu gazeteciler, dönüşlerinde yayımladıkları raporlarda “camilerin açık olduğu”, “ibadet özgürlüğünün korunduğu” ve “baskı iddialarının asılsız” olduğunu savunmuştu. Ancak Kılınç, bu gezilerin “rehberli ve kontrollü turlar” olduğunu, gerçeklerin bu şekilde gizlendiğini öne sürdü.

“GERÇEĞİ BİR MÜSLÜMAN OLARAK GÖRDÜM”

Gazeteci-yazar, “Kayıp Coğrafyanın İzinde: Doğu Türkistan Seyahatnamesi” adlı kitabında, gazeteci kimliğini gizleyerek bölgeyi aylarca dolaştığını ve Uygur Türklerine yönelik baskıları bizzat belgelediğini ifade ediyor. Programda ayrıca, kitabının yayımlanmasının ardından Çinli yetkililerden tepki aldığını belirten Kılınç, “Beni Amerikan propagandası yapmakla suçlayanlar oldu. Oysa ben bir Müslüman olarak gerçeği gördüm” dedi.

RİSKLİ BİR YOLCULUK, TARTIŞMALI BİR TANIKLIK

Kılınç’ın gizli ziyareti, Çin’in bölgedeki yabancı gazetecilere yönelik kısıtlamaları nedeniyle yüksek risk taşıyan bir girişim olarak değerlendiriliyor. Yazar, Yeni Şafak’ta ağustos ayında yayımlanan yazısında, “Birkaç haftadır gece-gündüz üzerinde çalıştığım Doğu Türkistan Seyahatnamesi’ni nihayet tamamladım” ifadeleriyle çalışmasını duyurmuştu.

Kılınç’ın anlattıkları, Çin’in bölgedeki dini ve kültürel baskı politikalarına dair uluslararası insan hakları raporlarıyla da örtüşen yeni tanıklıklar olarak değerlendiriliyor.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.