Hamas, Ben-Gvir’in Mescid-i Aksa Baskını’nı Kınadı: Provokasyona Karşı Güçlü Tepki!

Hamas tarafından yapılan bir açıklamaya göre, aşırılıkçı siyonist Ben-Gvir’in gerçekleştirdiği baskın, provokatif ve tehlikeli bir hareket olarak nitelendirilmiştir. Bu baskının, İsrail’in Mescid-i Aksa’yı Yahudileştirme çabalarının bir parçası olduğu belirtilmiş ve Filistin halkının bu tür suçlara ve ihlallere izin vermeyeceği vurgulanmıştır. Aynı zamanda İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği’ne de, Mescid-i Aksa’ya yönelik yapılan ihlalleri durdurma çağrısı yapılmıştır.

Ben-Gvir, sabah saatlerinde gerçekleştirdiği baskında Kubbetüs Sahra önünde bir açıklama yaparak, Gazze’deki İsrailli esirlerin geri getirilmesi için dua etmek amacıyla geldiğini belirtmiştir. Ayrıca Ben-Gvir, siyasi sicilinde yasaklanmış olan Kah hareketinin bir üyesi olarak tanınmaktadır ve Filistinlilere karşı saldırgan bir tavır sergilemektedir. Mescid-i Aksa’yı Yahudileştirme ve burada İsrail egemenliği kurma hedeflerini açıkça ifade etmiştir.

Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğine sahip olan önemli bir camidir. İçerisinde Kıble Mescidi ve Kubbetüs Sahra gibi kutsal yerleri barındıran Mescid-i Aksa, Yahudiler tarafından da ibadet edilebilecekleri bir yer olarak görülmektedir. Ancak İsrail’in eski Başbakanı Ariel Şaron’un 2000 yılında Mescid-i Aksa’yı ziyaret etmesi, Filistin topraklarında “ikinci intifada” olarak bilinen olayların başlamasına neden olmuştur.

Ben-Gvir’in Mescid-i Aksa’ya yönelik gerçekleştirdiği baskın, Filistin halkı ve diğer İslam ülkeleri tarafından kınanmıştır. Bu olayın İsrail’in Mescid-i Aksa’ya karşı duyduğu taleplerin bir göstergesi olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, Ben-Gvir’in aşırılıkçı ve provokatif tavrı, bölgedeki gerginliği artırmış ve barışçıl çözüm çabalarını olumsuz etkilemiştir.

Sonuç olarak, Ben-Gvir’in Mescid-i Aksa’ya yönelik gerçekleştirdiği baskın uluslararası toplumda endişe yaratmış ve bölgedeki huzursuzluğu artırmıştır. İsrail’in Filistin topraklarındaki hak iddiaları ve Mescid-i Aksa’ya yönelik politikaları, bölgedeki barış sürecine olumsuz etkiler yapmaktadır. Bu tür provokatif eylemlerin durdurulması ve bölgede barış ve istikrarın sağlanması için uluslararası toplumun daha ciddi adımlar atması gerekmektedir.