Tıp dünyası, Fransa’ya bağlı Guadeloupe Adası’nda yaşayan bir kadında keşfedilen ve daha önce örneği görülmemiş bir kan grubuyla şaşkına döndü. “Gwada negatif” adı verilen bu sıra dışı kan grubu, Uluslararası Kan Transfüzyonu Derneği (ISBT) tarafından 2024 yılının Haziran ayında resmen tanındı. Bu gelişme, söz konusu kişiyi şu anda dünya üzerinde bu kana sahip tek birey haline getirerek tıp literatürüne geçti.
YILLAR SÜREN BİR BİLİMSEL TAKİP
İlk olarak 2011 yılında, kadının geçireceği rutin bir ameliyat öncesinde yapılan kan testlerinde, doktorlar alışılmadık bir antikor tespit etti. Ancak dönemin teknolojik kısıtları nedeniyle bu yapının tam olarak neye karşılık geldiği saptanamadı. Araştırmalar, ancak 2019 yılında ileri DNA dizileme yöntemlerinin kullanılmasıyla netlik kazandı. Uzmanlar, bu antikorun daha önce bilinmeyen, kalıtsal bir genetik mutasyona dayandığını ortaya koydu.
“KENDİSİYLE YALNIZCA KENDİSİ UYUMLU”
Fransız Kan Kurumu adına açıklama yapan kan bilimci Thierry Peyrard, bu yeni kan grubunun hem anne hem de babadan geçen eşsiz bir genetik yapı içerdiğini belirtti. “Gwada negatif kana sahip kişiyle uyumlu başka bir birey bulunmuyor,” diyen Peyrard, bu durumun kan nakli gibi hayati tıbbi işlemler sırasında özel önlem gerektirdiğini vurguladı.
KAN GRUPLARININ GÖZDEN KAÇAN ÖNEMİ
Bilim dünyası, kan gruplarını yalnızca A, B, AB ve 0’dan ibaret sanmanın yanıltıcı olduğunu sıkça dile getiriyor. Günümüzde 365’i aşkın antijen tipi tanımlanmış durumda ve bunların farklı kombinasyonları, çok nadir kan gruplarının ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Bu çeşitlilik, kan naklinde yaşanabilecek riskleri artırırken, bağışıklık sisteminin uyumsuz kana verdiği tepki kimi zaman ölümcül olabiliyor.
ISBT’nin “Gwada negatif”i 48. resmi kan grubu olarak kabul etmesiyle birlikte, genetik çeşitliliğin tıp dünyasındaki yansımaları bir kez daha gündeme geldi. Uzmanlar, bu tür vakaların kişiye özel tedavi süreçlerinin ne denli önem taşıdığını gösterdiğini belirtiyor.
