Klasik Türk müziğinin önde gelen isimlerinden Dilek Türkan, yarın müzikseverlerle yeni albümü “Vuslatın Başka Alem”i buluşturacak. 11 parçadan oluşan bu albüm, geçmişe farklı bir yolculuk sunarak tanıdık besteleri yeniden yorumluyor. Anatolian Art’s etiketiyle yayınlanacak olan albüm, Ayvalık’ta eski bir zeytinyağı fabrikasında inşa edilen stüdyoda kaydedildi. Albümde yer alan tüm eserler, ünlü şair ve bestekâr Osman Nihat Akın’a ait. Dilek Türkan, bu albümün prodüktörlüğünü Derya Türkan ile birlikte üstlendi ve “Bir İhtimal Daha Var” adlı parça ile albüm serüvenine başlandı.
Albümün çıkış süreci hakkında Dilek Türkan’a soru sorduk.
DOĞAL BİR AKIŞ…
Albümün fikir ve oluşum sürecinden bahsedebilir misiniz?
Türk müziği, zamanla ve toplumun müzik algısıyla giderek uzaklaşıyor. Bu durumun doğal bir akış olduğunu düşünüyorum, çünkü zaman hızla geçiyor ve her şey değişiyor. Sanatçılar olarak, köprü görevi üstlenmeli ve bu süreçte doğru geçiş tınıları arayışında olmalıyız. Albüm tamamen Osman Nihat Akın’ın eserleri üzerindendir. Onun eserlerini neden tercih ettiğimi açıklamak daha anlamlı olabilir. Akın’ın sözleri ve müziği, geçmişte bestelenmiş olmasına rağmen günümüzde hâlâ anlaşılan bir üsluba sahiptir. Bu çalışma, geçmişi günümüzün tınılarıyla, mevcut duygularla ifade etme çabası olarak değerlendirilebilir. Burada modern müziğin enstrümantasyonunu, Türk ve Batı enstrümanlarının bir arada bulunduğu aranjeleriyle zenginleştiriyoruz.
Bizim hikâyemiz, zamanla ve yaşam biçimleriyle uzaklaşan bir müziği halka yeniden hatırlatmaya yönelik.
Neden Ayvalık tercih edildi?
Ayvalık, kayıt için seçtiğimiz eski bir zeytinyağı fabrikasıyla dönüştürülen Anatolian Art’ın merkezidir. Burada, Anatolian Arts, müzik üretimi konusunda önemli bir katki sağlamakta ve bir müzik merkezi haline gelmiştir. Derya ile birlikte, bu huzurlu sahil kasabasında müzik yapmanın keyfini yaşıyoruz. Bu, burada gerçekleştirdiğimiz ikinci projedir ve ilham verici atmosferinin içimde sağladığı olumlu duygu ile çalışmak beni motive ediyor.
Albümdeki şarkıların ortak bir hikayesi var mı?
Albümdeki ortak tema, tüm şarkıların Osman Nihat Akın’a ait olmasıdır.
‘BİZİM KADINLARIMIZ BELKİ DE DÜNYANIN EN GÜÇLÜ KADINLARI’
“Ülkemizde kadın olmak” konusunu nasıl değerlendirirsiniz?
Kadın olmaktan ziyade insan olma üzerine konuşmaya başladığımızda, değişim mümkün olacaktır. Bu bağlamda, insanları ayırmadan, birlikte hareket etmenin önemini vurgulamak gerekir. Belki de Türkiye’de, kadınlardan çok erkeklerin bu birlikteliği sağlaması gerekiyor. Eğitimin her alanında bu bilincin öncelikle evde, sonra da okullarda aktarılması şart. Şiddet temalı dizi ve filmlere dair olumsuz yaklaşımları geride bırakmalı ve güçlüyü ön plana çıkarmalıyız. Kadınlarımız, Cumhuriyet tarihi boyunca bir ülkenin kalkınma sürecinin temel kahramanlarıdır. Daha çok okuyup üretmekle hem kadın olmanın hem de erkek olmanın sorumluluklarını yerine getirebiliriz.
‘AYDINLANMANIN TEK YOLU YAZMAK YA DA OKUMAK’
Bitmeyen kadın ve çocuk etkinlikleri üzerine bir düşünceniz var mı?
Tüm bu gelişmeler, hepimizi olumsuz etkiliyor ve yaşam motivasyonumuzu zorluyor. Sanatçılar, bu olumsuzluklara karşı daha güçlü olmayı başararak katkıda bulunabilirler. Güçlü olmanın yanında, zayıflık da vardır. Dünyanın kötüye gidişine karşı çıkmak için aydınlanmanın yolu, yazma ve okuma eylemidir. Burada, hayatı, müziği, sanatı ve insanı anlama anlamında bir genel çerçeveden bahsediyorum. Ne yapabiliyorsak, onu içtenlikle ve cesaretle gerçekleştirmeliyiz. Eğer bir çocuğun, bir kadının ya da bir canlının hayatını tehlikeye atmamak istiyorsak, yaşama sıkı sıkıya tutunmalı ve toplumsal bütünlüğü sağlamak adına bilinçli olmalıyız.