Büro-İş Sendikası’nın Kamu Servisleri İçin “Çarık Yağlama” Eylemi!

Büro İş Sendikası, kamu çalışanlarının servis haklarının elinden alınmasını protesto amaçlı basın açıklaması düzenledi. Büro İş Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, kamuda servislerin kaldırılmasını “Ayakkabı Parlatma” eylemi ile protesto etti. Birleşik Kamu İş’e bağlı Büro Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Büro- İş) kamu çalışanlarının servis haklarının elinden alınmasını protesto amaçlı basın açıklaması gerçekleştirdi. Büro İş Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, kamuda servislerin kaldırılmasını “Ayakkabı Parlatma” eylemi ile protesto etti. Sıhhiye Sosyal Güvenlik Merkezi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasına Büro – İş üyelerinin yanı sıra Ankara Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası Başkanı İlyas Aktürk de katılarak destek verdi. Başkan Aktürk de personel servislerinin kaldırılması ile 286 servisçi esnafının işsiz kaldığına dikkat çekti. Büro – İş üyeleri “Hani gezegene gidiyorduk. Kaldık yaya, Servisime Dokunma” sloganları ile servislerin kaldırılmasını protesto ettiler. Basın açıklamasını okuyan Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, servislerin kaldırılması ile birçok sorunun da yaşanacağına dikkat çekerek, “Personel taşıma servislerinin kaldırılması, engelli personeller için de büyük mağduriyete neden olacaktır. İş barışının bozulmasına, kamu hizmetlerinin aksamasına sebebiyet verecektir. Servislerinin kaldırılmasıyla servis taşımacılığı bitme noktasına gelecek” diye konuştu. Hamzaçebi, “AKP iktidarında; 2008 yılından itibaren havuz paralarımız, ikramiyelerimiz başta olmak üzere birçok kazanılmış haklarımız sistemli olarak bir bir elimizden alındı, alınmaya da devam ediyor. Şimdi de tasarruf tedbirleri bahanesiyle Toplu Sözleşme ile kazanılan mesailerimiz kesiliyor, giyim ve yemek yardımlarımız, servislerimiz kaldırılıyor. Hatta geçen ay sonu itibariyle sözleşmesi sona eren SGK’da servisler fiilen kaldırıldı. Hepinizin bildiği gibi Toplu Sözleşme ile bağıtlanan maddeler kanun hükmündedir. Anayasa ile korunmaktadır. Dolayısıyla herkesi bağlamakta olup herkes Anayasaya uymak zorundadır. İdari işlemlerle, talimatlarla Toplu Sözleşme kazanımlarına dokunulamaz. İktidarın yaptığı hak, hukuk tanımazlıktır. Bu hukuk tanımazlık işi çığırından çıkmıştır. Büro-İş Sendikası olarak iktidarın kamu çalışanlarının kazanılmış haklarını gasp eden tasarruf tedbirlerine karşı davamızı gün geçirmeden açmıştık. Çalışanın sırtından geçinen lüks makam araçları ile gezen yandaş ve yancı sendika başkanlarına sesleniyoruz. Tuzunuz kuru biliyoruz. Vicdanınız kalmadı, ahlakınız da mı kalmadı?” ifadelerini kullandı. “GİDİYORDUK AYA, KALDIK YAYA” İktidarın tasarruf tedbirleri kapsamında servislerin kaldırılmasının kamu emekçilerinin sorunlarını katlayacağına vurgu yaparak, “Yoksulluk sınırının altında maaşlarla geçinmeye çalışan kamu çalışanları Altındağ, Dikmen, Dikimevi gibi Ankara’nın değişik semtlerinden saatlerce yürüyerek işe gidip gelmeye başladı. Bu gidişat çarık dönemine dönüşü işaret etmektedir. Gidiyorduk aya, kaldık yaya. Kamu emekçileri bu iktidar döneminde çektiğini hiçbir iktidar döneminde çekmedi. Servisler mi ekonomiyi batırdı. Hayır? Ekonomiyi batıranlar belli: Lüks şatafatlı yaşamdan vazgeçmeyenlerdir. Yap-İş-Devret modeliyle geçiş garantili, köprü, otoyol, tünellerle; hasta garantili hastanelerin faturasını çalışanların sırtına yükleyenlerdir. Sermayeye yapılan vergi muafiyetleri, teşvik ve indirimlerle kamu gelirlerinden vazgeçenlerdir. Yani Yediler, Yedirdiler Hesabı Bize Ödetiyorlar! Emekten değil, şatafattan, saltanattan tasarruf edin. Krizin bedelini çalışanlar değil, krizin sorumluları ödesin” dedi. “SERVİSLERİN KALDIRILMASININ KAZANANI OLMAYACAK” Hamzaçebi, servislerin kaldırılmasının servis taşımacılığını bitme noktasına getireceğini ifade ederek, “Personel taşıma servislerinin kaldırılması, engelli personeller için de büyük mağduriyete neden olmaktadır. İş barışının bozulmasına, kamu hizmetlerinin aksamasına sebebiyet vermektedir. Diğer bir husus; servislerinin kaldırılmasıyla servis taşımacılığı bitme noktasına gelecek, başka bir aşamaya evrilecektir. Kamu servisleri kaldırılınca servis esnafları işsizler ordusuna katılırken ayakta kalmaya çalışan servis esnafı, bu kez okul servis ücretlerine zam yapmak zorunda kalacaktır. Memur mağdur, esnaf mağdur, yarın öbür gün öğrenci mağdur olacak, veli mağdur olacak. Kısacası servislerin kaldırılmasının kazananı olmayacak. Genel taleplerimizi tekrar kamuoyunun bilgisine ve iktidarın dikkatine sunmak istiyoruz. Öncelikle toplu taşıma servis hizmeti devam ettirilmeli, servis hizmeti verilemeyen yerlerde merkez & taşra ayrımı yapılmadan herkese toplu taşıma ücreti ödenmelidir” diye konuştu. Hamzaçebi çalışma yaşamındaki diğer yaşanan sıkıntılara da değinerek kamu çalışanlarından kendilerine destek olmaları çağrısında bulunan Hamzaçebi, “Kamu çalışanlara refah payı içerecek şekilde insan onuruna yaraşır ücret ödenmelidir. Vergi dilimi oranı % 10’da sabitlenmelidir. Söz verilen 3600 ek gösterge bütün memurlara verilmelidir. Seyyanen zamlar başta olmak üzere bütün ek ödeme ve tazminatlar emekli keseneğine sayılmalı, seyyanen zam emeklilere de verilmelidir. Banka promosyonları günün ekonomik şartlarına göre revize edilmelidir. 666 sayılı KHK ile kesilen ikramiye ve havuz paraları geriye dönük birikimli olarak tekrar ödenmelidir. Büyükşehirlerde görev yapanlara büyükşehir farkı verilmelidir. Kamu çalışanları için lojman, kreş ve sosyal tesisler sağlanmalıdır. Seçim öncesi söz verilen kira desteği derhal verilmelidir. Yardımcı Hizmetler sınıfı kaldırılarak içerisinde bulunan meslek branşları Teknik Hizmetler Sınıfına, diğerleri de Genel İdare Hizmetler Sınıfına geçirilerek Ek Göstergeden faydalandırılmalıdır. Yemek hizmeti ücretsiz olmalı, dışarıda yoklama, icra, keşif gibi görev yapan memurlara da yemek bedeli nakden ödenmelidir. Mülakatlar kaldırılmalıdır. Yeşil pasaport bütün memurlara verilmelidir. Sayısal olarak Türkiye’nin 3. büyük memur Konfederasyonu olan Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; kamu çalışanları sizlere sesleniyoruz. Hepimizi açlığa, yoksulluğa sefalete mahkûm eden, kazanılmış haklarımızın elinden alınmasına sessiz kalan, sizlerin sırtından yüzbinlerce lira maaş alıp lüks içinde yaşayan bu yandaş ve yancı sendikalardan desteğinizi çekin artık. Alternatif var. Gelin hep beraber mücadele edelim, kayıplarımızı telafi edelim, üzerine milli gelirden payımızı, refahtan hakkımızı alalım. Biz yetki istiyoruz. Bizlere güç verin” ifadelerini kullandı. AKTÜRK: BİZLER İŞİMİZE AŞIMIZA DÖNMEK İSTİYORUZ Ankara Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası Başkanı İlyas Aktürk de personel servislerinin kaldırılması ile 286 servisçi esnafının işsiz kaldığına dikkat çekerek, “Tasarruf tedbirleri kapsamında kamudaki servis araçlarının kaldırılması var. Biz de Ankara’da kamuda çalışan servisçi esnafıyız. Biz iki iş yapıyoruz. Bir tanesi kamuda personel servisi diğeri de okul taşımacılığı. Şuan okullarımız kapandı. Sadece tek servis yapıyoruz. Sosyal Güvenlik Kurumu’nda şuanda 286 aracımız işsiz kaldı. 286 küçük esnaf şuanda aç. Neden çünkü devletin belirlemiş olduğu yönetmelikler kapsamında bizler araçlarımızı yeniliyoruz. Hem okul servislerinde hem de personel servislerinde yönetmeliklerde yaş şartları var. Bunu için krediler kullanıyoruz. Şuanda 286 esnafımız kredisini ödeyemiyor. Batma noktasına gelmiştir. Buradan sesleniyoruz. Böyle bir tasarruf paketi olmaz. Böyle bir tasarruf paketi okullar açıldığında velilerimize de yansıyacak ödediği ücretler iki katına çıkacaktır. Çünkü tek servis yapacağız. Bu da bizi kurtarmayacak. Buradan Hazine ve Maliye Bakanlığı’na diyoruz ki; Biz küçük esnafız. Küçük esnaf topluluğu devletten aldığı ücretin % 75’ini tekrar vergi olarak ödüyoruz. Doğrudan veya dolaylı istihdamla çalıştırdığımız personelle aldığımız ücretin %75’ini devlete tekrar ödüyoruz. Böyle bir tasarruftan bir an önce vaz geçilmeli. Servis hakkı tekrar verilmeli. Bizler işimize aşımıza dönmek istiyoruz. İnşallah böyle bir yanlıştan kısa sürede dönülmesini arzu ediyoruz” diye konuştu. Sonuç olarak, kamu çalışanlarının servis hakları üzerinde yapılan tasarrufların, hem çalışanlara hem de servis esnafına olumsuz etkileri olduğu açıkça görülmektedir. Bu durumun bir an önce düzeltilmesi ve kazanılmış hakların geri verilmesi için gerekli adımların atılması gerekmektedir.