1. Haberler
  2. Gündem
  3. Bebek ölümleri davasında tutuklu sanıkların savunmaları

Bebek ölümleri davasında tutuklu sanıkların savunmaları

featured

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde adalet sarayının konferans salonunda gerçekleştirilen duruşmanın üçüncü günü, organize suç örgütü lideri doktor Fırat Sarı’nın da bulunduğu 22 tutuklu ve toplam 42 sanığın yanı sıra avukatlar da katılım gösterdi. Duruşma sırasında, maktul Kaya bebeğinin babası Mehmet Hanifi Kaya ile avukatı da salonda yer aldı. Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki mahkemelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı.

Duruşmada ifade veren ve Birinci Hastanesi’nde Hasta Hizmetleri Müdürü olarak görev yapan tutuklu sanık Emine Avcı, maktullerin ailelerine başsağlığı dileyerek konuşmasına başladı.

Alakası olmayan bir dosyayla yargılandığını ileri süren Avcı, bu davada bulunmaktan büyük bir üzüntü duyduğunu ifade etti.

İddianamede maktul olarak yer alan Mive Serdarova isimli bebeğin cenazesinin ailesine teslim edilmemesi konusunu değerlendiren Avcı, “Babaanne bana gelip, torununun cenazesini alamadığını söyledi; ödemesi de yapılmış. Ödemeyi nerede yaptığını sorduğumda, yoğun bakımda yapıldığını ifade etti. Ben de Hakan Doğukan Taşçı’yı arayarak durumu sordum. Konuşmasından usulsüzlük yapıldığını anladım. Ardından tekrar kendisini arayarak, hastane yönetimine bildireceğimi ve şikayetçi olacağımı söyledim.” şeklinde ifade kullandı.

Avcı, sanık Hakan Doğukan Taşçı’nın telefon numarasını diğer sanık Hasan Basri Gök’e verdiğini belirterek, “Hasan Basri beni arayarak hastadan kendi komisyonunu aldıklarını söyledi. O da beni tehdit etmeye çalıştı. Tepkimin telefon kayıtlarında açık olduğu görülüyor. Telefona kapattım. Yaşananları yöneticilerime de anlattım.” ifadelerini kullandı.

Sanık Avcı, ayrıca dosyada adı geçen neredeyse kimseyi tanımadığını savundu.

“Sanıklarla iş dışında bağlantım yok”

Tutuklu sanık hemşire Mehtap Sayar savunmasında herhangi bir örgütle bağlantısının bulunmadığını belirtti.

Sanıklarla iş haricinde bir bağlantısı olmadığını savunan Sayar, “Sanıkların çoğunu dahi tanımıyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Maaşımı hastaneden alıyordum. Reyap Hastanesi’nin bir işletme hastanesi olmadığını biliyorum. Fırat (Sarı) Bey, bir CİMER şikayetinden bahsetti. Muhtemelen Deniz Korkmaz’ın yaptığı şikayetten söz etmiş olabilir. Kendisi, şikayetle ilgili danışma amacıyla aradı. 2016 yılında hastanede çalışmaya başladım, Fırat Bey ise 2018’de yenidoğan yoğun bakımında çocuk doktoru olarak göreve başladı. Kendisiyle o şekilde tanıştım.” dedi.

Sayar, para transferleriyle alakalı olarak özel sektörde maaşların düşük olduğunu, Fırat Sarı’nın diğer hemşirelere motivasyon ödemeleri yaptığını ve kendisinin de bu ödemelerden yararlandığını ifade etti.

Birkaç kez Sarı’ya borç para gönderdiğini söyleyen Sayar, Sarı’nın kısa zamanda borcunu ödeyeceğini belirtmesine rağmen üzerinden yaklaşık bir yıl geçtiği halde borcunu tam olarak alamadığını dile getirdi.

Sanık Hasan Basri Gök ile 3 gün yaşamış bir bebeğin 6 gün yaşamış gibi gösterilmesine dair telefon konuşmaları sorulduğunda Sayar, “Epikriz raporlarını o dönemde Hasan Basri Gök yazıyordu. Raporları yazan kişi birim sekreteriyle iletişim kurardı. Bu hastanın bilgileriyle ilgili yanlış

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir