ANKARA – Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, 16 Ekim Dünya Gıda Günü vesilesiyle yayımladığı raporda, Türkiye’de sağlıklı beslenmeye ulaşmanın lüks hale geldiğini ve yurttaşların büyük bir kısmının açlık sınırının altında yaşam mücadelesi verdiğini duyurdu. Konfederasyonun araştırma birimi Kamu-Ar’ın Eylül 2025 raporuna göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 30 bin TL eşiğine dayanarak asgari ücreti yaklaşık 7 bin TL aştı.
Asgari Ücretle Yaşayan 35 Milyon İnsanın Dramı
Birleşik Kamu-İş, Dünya Gıda Günü’nün küresel açlığa dikkat çekmek için kullanıldığı bu dönemde, Türkiye’nin içindeki vahim tabloyu gözler önüne serdi. Konfederasyonun raporuna göre;
-
Dört kişilik bir ailenin Açlık Sınırı (sağlıklı beslenme için gereken minimum gıda harcaması) 29 bin 444 TL olarak belirlendi.
-
Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilen verilere göre 7 milyon kişi asgari ücretle çalışıyor. Kayıt dışı emekçilerle bu sayının 9 milyonu bulduğu tahmin ediliyor.
-
Bu emekçilerin aileleri de hesaba katıldığında, 35 milyonu aşkın yurttaşın açlık sınırında, yani sadece parasının yettiği gıdalarla yetinerek yaşamak zorunda kaldığı ortaya çıktı.
-
Dört kişilik bir ailenin yoksulluk hissi çekmeden yaşaması için gereken gelir olan Yoksulluk Sınırı ise 90 bin lira sınırına dayandı. Bu rakamın yarısının gıda harcaması olması, temel gıdaya ulaşmanın nasıl bir lüks haline geldiğini gösteriyor.
Gıda Fiyatlarındaki Korkunç Artış Devam Ediyor
Kamu-Ar’ın eylül ayı gıda enflasyonu verileri, emekçiler için temel gıda maddelerinin erişiminin giderek zorlaştığını kanıtladı. Raporda dikkat çekilen bazı aylık ve yıllık fiyat artışları şöyle sıralandı:
| Gıda Grubu | Aylık Artış | Yıllık Artış | Eylül 2025 Harcama Tutarı |
| Kuru Bakliyat | 29 TL | 96 TL | 524 TL |
| Süt, Yoğurt, Peynir | 305 TL | 1.454 TL | 6.094 TL |
| Sebze | 184 TL | 784 TL | 3.208 TL |
| Meyve | -366 TL (Azalış) | 1.086 TL (Artış) | 3.095 TL |
Birleşik Kamu-İş, bu veriler ışığında “Emekçiler için ekmek artık aslanın ağzında değil; midesine ulaştı” yorumunu yaptı.
Çocukların Gelişimi Tehlikede: Okullarda Ücretsiz Yemek Yok
Gıda enflasyonunun en vahim etkilerinden birinin çocukların gelişimi üzerindeki etkisi olduğu vurgulandı. Kamuoyundan gelen haklı taleplere rağmen okullarda çocuklara bir öğün bile ücretsiz yemek verilmemesi nedeniyle öğrencilerin derslere aç karnına girdiği, hem eğitimlerinin hem de fiziksel ve bedensel gelişimlerinin sekteye uğradığı belirtildi.
Dışa Bağımlı Politikalar Krizi Derinleştiriyor
Türkiye’nin sürdürülebilir bir gıda politikasının üç ayağını (doğru tarım, doğru hayvancılık ve doğru gıda sanayisi) son 20 yılda yitirdiğinin altı çizildi. Çiftçilerin kan ağladığı, hayvancılığa destek yerine ithal et kozunun çekildiği ve gıda sanayisinin yetersiz destek ve denetim gördüğü ifade edildi. Sosyal devlet ilkesinin gıda alanında da tarihe karıştığı bu gerçeklikte, yakın gelecek için iyimser olmaya bir neden bulunmadığı ifade edildi.
“Sağlıklı Gıdaya Ulaşım Anayasal Haktır”
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Merkez Yönetim Kurulu, açıklamasının sonunda devlete çağrıda bulunarak, sağlıklı ve yeterli gıdaya ulaşımın her yurttaş için en temel, insani ve anayasal güvence altındaki bir hak olduğunu hatırlattı. Ülkenin gelişmişlik düzeyinin, yöneticilerin lüks tüketim alışkanlıklarıyla değil, halkının—özellikle de çocukların— nasıl beslendiğiyle ölçüldüğü belirtilerek, gıdaya ulaşımın derinleşen bir uçurum olmaması için Genç Cumhuriyet’in sosyal devlet ilkelerine geri dönülmesi gerektiği vurgulandı.
